Münir Bağrıaçık / DieGazete.de
Sosyal medya hesabımda tanımadığım kişilerin mesajlarına pek ilgilenemiyorum. Bazen zamansızlık, bazen reklam yada falan filan işte. Ama Instagram iki mesaj gönderme isteği için benden izin istiyordu.. Evet birisi reklamdı. Diğeri ise Merhabalar Münir Bey nasılsınız? diye başlıyordu.. Ve şöyle devam ediyordu; “Benim bir isteğim olacaktı sizden. Ya da nasıl bir yol alırız fikrinize sığınarak.
Bir yavrumuz var SMA 1 Tip hastası ve fazla zamanı kalmadı. Bu yavruya birlik olup yardım edilmesi gerek. Masrafı bu hastalığın oldukça yüksek 2 Milyon Euro. Bana dönüş yaparsanız çok sevinirim. Saygılar efendim. Berlin’den Nursel..”
Ben de; “Çok teşekkür ederim. Siz nasılsınız. Nasıl yardımcı olabilirim şimdi kestiremedim. Ama bana bilgileri gönderirseniz sevinirim. Benim telefonumu ve mail adresim berlinmunir@gmail.com“ diye yazdım.. Ardından bana https://www.instagram.com/alarayaumutol/?igshid=1md3m15fl8cdp hesabını yolladı.. Olumsuz olasılıkları düşünerek araştırmaya başladım.. Hem Nursel hanımı, hem de minik Alara‘yı.. Karşımda duran iki çocuk annesi, hayvan sever, yüreği sevgi dolu bir kadın vardı.. Diğer yanda Türkiye gibi özellikle sağlık alanında çağ atlamış bir ülkenin, bürokratik engellerine takılmış, biricik evlatlarına yaşama umudu arayan, bir anne ve babanın onurlu çabası duruyordu. @alarayaumutol
Korona günleri, sosyal mesafe hatta bilmem ne menem çekincelerin ortasına düştüğümüz bu günlerde bir görüşmemiz oldu Nursel Erdinç ile.. Bir çırpıda yüreğinden gelen iyilik dolu sesiyle bir umut ateşi yakma çabasını görebiliyordum.. Yüreğinden kopup gelen insan ve çocuk sevgisi ile yardımsever bir anne görüntüsü yüzüne yansıyan Nursel Erdinç içinden gelenleri şöyle dile getiriyordu; “ Ben Alara bebeği Instagram’da tanıdım. İlk gördüğümde kalbime işledi acısı. Onu ve ailesini tanıdıkça, ne kadar zor durumda olduklarına sessiz kalmak istemedim. Aleyi aradım, siz nasıl yardımcı olabilirim dedim. Bana ‘Bulunduğunuz yerde, gönüllü elçimiz ve Berlin’de Alara’ya nefes olur musunuz’ dediler. Bana göre bir hayat kurtarmak, bir aileye zor zamanlarında yardımcı olmak için kan bağı gerekmiyor. İnsan olmak, duyarlı olmak yeterli. Alara’nın annesi Güler hanım gece gündüz kızı için canla başla kermesleriyle kızına umut ve can olmaya çalışıyor.. Gözlerinden akan yaşlara rağmen kızının her geçen gün, her geçen saat hatta dakika eriyişine şahit oluyor. SMA hastası kızının kasları eriyor. O nedenle duyarsız kalmayıp kapı kapı dolaşıyorum.”
Yolda yürürken heyecanla konuşmaya devam ediyordu Türk Alman İşadamları Birliği TDU Başkanı Remzi Kaplan ile görüştüğünü. Kendisinden destek sözü aldığını şükran duygularıyla anlatıyordu. Berlin’de insanlarımızın düğününde-derneğinde, sünnetinde, cenazesinde her daim yanı başında olan Remzi Kaplan’ın referansıyla Türkiye Cumhuriyeti Berlin Büyükelçisi’ni aradığını da dile getirdi. Büyük Elçi Ali Kemal Aydın da iki gün sonra kendisine dönüp elinden geleni yapacağını ifade ettiğini mutlulukla dile getiriyordu. Büyük Elçi Aydın haklı olarak benim de duyduğum kaygıyla sormuş, Urfa’da yaşayan minik Alara’yı tanıyıp tanımadığını. Büyükelçi Ali Kemal Aydın’a anlattığını bana da anlattı Nursel Erdinç; “ Ben aslen Konya-Akşehirliyim. Berlin’de doğup büyüdüm. İki oğlum var. Yakında bir torunum olacak. Alara ve ailesini Instagram’da görünce böylesi bir yardım çağrısına sessiz kalamazdım. Alara’nın ağlamaları, annesinin gözyaşları beni çok etkiledi. Aileyle iletişime geçtim. Ardından da önce Remzi Kaplan, sonra Elçimiz Ali Kemal Aydın’a durumu anlattım. Sonra da Şehitlik Camimizin Dernek Başkanı Yakup Ayar’ı aradım” sözleriyle çaldığı kapıları benimle paylaşıyordu.
Heyecanla devam ediyordu; “ Alara SMA Tip 1 hastası. Amerika’daki tedavisi için Nisan’a kadar zamanları var. Zolgensma 2 yaşından önce daha etkili bir ilaç. Alara’nın kopya gen sayısı 3 olduğundan dolayı da bu tedaviden maksimum fayda sağlayacak. Ne olur bu yavrumuzu kurtaralım.. Yaşananlar ne kadar onların hayata dair sınavı ise bizim de insan olmak adına sınavımız. Gelin birlik olalım, birlik olursak güçlü oluruz. Alara’yı tedavisine uçururuz.”
Bu tür hastalıklarla mücadele de tek tek mücadelenin zorluğunu, yada insanların çekincelerini soruyorum. Nursel Erdinç de bana “Münir bey insanlarımızın kaygılarını anlayabiliyorum. Bazı arkadaşlarım, bana taşıma suyla değirmen dönmez uyarısında bulundu. Zamanla yarışılsa da damlaya damlaya göl olur inancındayım. Ben sadece minik Alara’nın buradaki sesi olmak istiyorum.. Devletimiz güçlü bir ülke. Ancak her şeyi devletten beklememek gerekir. Ayrıca benzer vakalarda yaşananlar nedeniyle sanatçılarımızın sosyal medyada kampanya yapmalarının önüne geçilmiş. Sanırım suiistimaller nedeniyle Türkiye böyle bir karar aldı. Ancak bu yavruların ablası, ağabeyi olup destek olursak, onun oturabilmesi, yürüyebilmesi, yaşıtlarıyla oynayabilmesi ve rahat nefes alabilmesine katkı olacağız. Gelin hep birlikte Alara’mızın elinden tutalım, ona umut, can, nefes olalım..
Berlin’de deyim yerindeyse tüm kapıları çalma çabasındaki Nursel Erdinç’in bu çağrısına kayıtsız kalmayalım, yada minik Alara’nın hayata tutunmasına katkı da bulunmak insanımızın o gani gönlüne kalıyor. Bana da Nursel Erdinç’in çabalarını size duyurmak düşüyor..
Alara’nın SMA ile mücadelesine gönüllü olmak isterseniz Gökhan Şahbaz ile temasa geçin. gokhansahbaz@windowslive.com ya da 00905321741101
https://www.instagram.com/alarayaumutol/?igshid=1md3m15fl8cdp
İlk yorum yapan olun