Münir Bağrıaçık / DieGazete.de
Almanya’yı ziyaret eden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Berlin Büyükelçiliği’nde Türk Sivil Toplum Örgütlerinin temsilcileri ve Berlinli gazetecilerle bir araya geldi. Büyükelçi Ahmet Başar Şen ve Başkonsolos Rıfkı Olgun Yücekök’ün de katıldığı toplantıda Bakan Derya Yanık, bakanlığının çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Almanya’da aile ataşelikleri kurarak temel sorunları çözme konusunda yardımcı olmaya çalıştıklarını belirten Yanık, konuşmasında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, 2015 yılından bu yana yurt dışında ataşelikler açma çalıştığını söyledi. Bakan yanık bu konuda şunları söyledi: “Biz Berlin Büyükelçiliğimizde bir müşavirlik, Düsseldorf, Hamburg, Köln, Münih ve Stuttgart’ta da Aile Ataşelikleri şeklinde bir yapılanmayı başlattık.
Ama maalesef bu çalışmalar Düsseldorf Aile Ataşeliğimiz dışında istediğimiz gibi devam etmemiş. Ama önümüzdeki süreçte tam yapılanmayı sağlanınca büyükelçiliğimizde müşavirlik ile Düsseldorf’un yanı sıra, Hamburg, Köln, Münih ve Stuttgart’ta da aile ataşeliklerini hızlıca faaliyete geçireceğiz. Bu konu da beş, altı aydır çalışıyoruz. Ataşelerimizle beraber çalışacak meslek mensuplarımızı inşallah burada sizlerin arasından yani yerelden seçeceğiz. Çünkü hem sizi ve bu toplumu tanıyan hem Alman sistemini bilen arkadaşlar olacaklar. Türk toplumunun yaşadığı Fransa, Belçika Hollanda gibi ülkelerde de bir Aile Ataşeliği açmak arzusundayız. Sizlerle interaktif yada dayanışma içinde sorunları çözmek istiyoruz. Hizmetlerimizi etkin bir şekilde gerçekleştirmek istiyoruz. Bakanlıkla sizler arasında doğrudan ilişki kurulacak bir yapı için çabalıyoruz. Bir sorun karşısında, bizlerle doğrudan temasa geçin.”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık, “Nerede bir Türk vatandaşı varsa onlara sahip çıkarak, yaşadıkları her yere hizmet götürmek için çalışıyoruz. Ne sorunu varsa onu çözme konusunda sorumluluğumuz ve görevimiz var. Meseleleri eğer çözülecekse, kendimiz çözeceğiz. Çözümü sadece Alman devletinden ya da gençlik dairesinden beklememeliyiz. Kadına yönelik şiddet, devlet koruması, engellilerin ve yaşlıların bakımı, aile ve toplumsal hizmetler konusunda kendi hizmet modelimizi üretmek için çalışıyoruz. Yirmi yıllık Ak Parti İktidarı boyunca hiçbir vatandaşımızı ayrı görmedik. Buradaki öncelikli sorunlardan birisi koruyucu aile. Bu konuda iyi tanıtım ve aracı harekete geçirmek gerekir.
DİTİB Şehitlik Camisini ziyaretimde kadın sığınma evi talebi iletildi. Gençlerimizin ve çocuklarımızın, bu hızlı çağda kaybolmamaları için neler yapabiliriz, neler üretebiliriz diye çaba içindeyiz. Türk Lisesi açılması çalışmaları da sürüyor. Bir yanda Metwörs bir gençliğimiz, diğer yanda yaşayan büyüklerimiz var. Çekirdeğin çekirdeği bir aile yapısı artık bir realite. Yeni sosyolojiye uygun olarak merhamet, insani ve dayanışma ruhuyla toplumsal kodlarımızla var olan değerlerimizi geleceğe taşımalıyız. Son tahlilde yaşadıkları yere doğru entegre olmuş beş milyon insanımız var. Bu çok ciddi bir nüfus demektir. Sorunları çözümün bir parçası olmadan halledemeyiz inancındayım. Her birey T.C vatandaşı olmanın gururunu yaşamalı. Artık Almanya bize, Berlin İstanbul’a çok uzak değil. Biz bütünün parçalarıyız. Bütünümüz Türkiye. Sizler de bu devlete güvenin!” dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, konuşmasının ardından STK temsilcileri ve gazetecilerin, görüşlerini dinledi ve sorularını aldı. Gazeteci Sefa Doğanay birinci ve ikinci kuşağın gerek burada, gerekse Türkiye’de yaşadığı sorunlara değinirken, bir başka gazeteci Sadık Karslı SMA hastası çocukların yaşadığı sorunlara dikkat çekti.
Emeklilerle ilgili çalışmalar yaptıklarını belirten Mina-Leben in Vielfalt e.V. adına İlknur Gümüş vasilik konusunda çözüm üretilmesini isterken, aynı dernekten Yıldız Akgün ana dilde hizmetin olmadığına dikkat çekti.
DETAMED Hasta Bakım Evi ve Hospiz İpek’in sahibi Nare Yeşilyurt, Türkiye’nin AB üyesi olmaması nedeniyle Bakım Sigortası ve Bakım parasının kesilmesinin insanları zor durumda bıraktığını, bu konuda bakanlık olarak neler yapabileceklerini sordu.
Yurt dışında 700 bin emeklinin olduğunu belirten Berlin Türk Cemaati 2. Başkanı Yüksel Aslan, Türkiye’de sağlıktan yararlanmak için verilen Yupass numarası, bakım sigortası, Türkiye’den de emekli olanların burada ceza ödemesi, mavi kart uygulamasıyla ilgili sorunları dile getirdi. Berlin Türk Cemaati Başkanı Selçuk Demirci birçok yetkili ile benzer toplantıların yapıldığını ama zaman darlığı nedeniyle sorunların yetkililere yeterince aktarılamadığını ve her ülkenin kendi mevzuatları nedeniyle sorunlar yaşandığını söyledi
Berlin Türk Alman Kadınlar Birliği Başkanı Hatice Selçuk ve Eğitimci Berrin Aslan kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin yaşanmasının önüne nasıl geçileceğini sordu ve İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasının etkilerini sordu. Emekli uzmanı Rıza Kavasoğlu iki ülke arasında var olan sosyal güvenlik anlaşmalarının vatandaş tarafından yeterince bilgilendirlemediği için haklarından habersiz olduğuna dikkat çekerken, 20 yıldır koruyucu aile olarak çocuklara sahip çıktıklarını belirten Önder Coştan da bu konudaki sorunların altını çizdi.
En öncelikli meselenin Almanya’da devlet koruması altına alınan çocukların tercih etmedikleri birtakım tasarruflara maruz kalmaları olduğunu dile getiren Derya Yanık bu konudaki görüşlerini şöyle dile getirdi; “Bu konuda, bir süreci yürütüyoruz. Sıkıntı yaşayanlara hukuki ve devlet anlamında yardımcı olmaya çalışıyoruz. Yerelde de birtakım eksikliklerimizin olduğunu fark ettik. Türk toplumu maalesef koruyucu aile olma konusunda çok istekli değil. Meseleleri eğer çözeceksek kendimiz çözeceğiz. Sadece Alman devletinden ya da gençlik dairesinden beklememeliyiz. Koruyucu aile konusunun iyi tanıtılması gerekiyor.
Almanya’da Türklere ait bir kadın sığınma evine ihtiyaç olduğunun kendisine iletildiğini aktaran Yanık, “Aile içi şiddete maruz kalanlar buradaki sığınma evlerine gitmek istemediklerini, bize ait bir yere gitmek istediklerini iletiyorlar. Buna benzer temel meseleleri değerlendirmek istiyoruz. Burada kendi yaşadıkları ülkelere entegre olmuş ciddi bir Türk nüfusundan bahsediyoruz. Yaşadığımız ülkede Türk vatandaşı olmanın vakarını görerek yaşamanın sorumluluğundayız. Bizimle temasa geçin, yaşanan sıkıntılarını bize iletin.
Türkiye de kadına yönelik şiddet konusunda 2002 yılına kadar bir veri yada istatistik yoktu. Hangisi töre, hangisi namus saiki ile yaşanıyor belli değildi. Ceza kanununa töre ve namus saiki ile yapılmasının ağırlaştırıcı sebep haline getirilmesini hukuki metne sokan biziz. Pozitif ayrımcılığın kadınlara ve çocuklara yapılabileceğini de koyan biziz. Kadına ve çocuğa şiddet siyaset malzemesi olmamalı. Tüm bunları değerlendirildiğinde Türkiye’de kadına şiddetle mücadelede farkındalığın yaratıldığı bir döneme geldik. Türkiye’de kadın cinayetleri korkunç boyutlarda değil. Ancak bizim için bir kişi bile fazladır” diye konuştu.
Türkiye’nin ayrıldığı İstanbul Sözleşmesi’nin bir çerçeve metin olarak iradeyi ortaya koyduğunu, ancak amir hükmü ve hukuken uygulanma imkanı olmayan bir metin olduğunu dile getiren Bakan Yanık “ İngiltere İstanbul Sözleşmesi’ne hiçbir zaman imza koymadı. Almanya ise 2016’da başlattı. Türkiye’nin imzalandığı günden itibaren sözleşmeyi uyguladığı.. Sözleşme yürürlükteyken ben bir kadın ve avukat olarak savunan birisiydim ve hala savunuyorum. Ama şunu diyorum. İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye taraftarları ve karşıtları arasındaki tartışma biçimi gerçeklikten ve bağlamından koparıldı. Türkiye’de kadına zarar veren bir metne dönüşmüştü. Sözleşmeye taraf olmakla çekilmek arasında bizim devlet olarak meseleye bakışımızda gram değişikliğimiz yok” açıklamasında bulundu.
Yurt dışında yaşamış ancak Türkiye’de bakımevlerinde kalmak isteyen vatandaşlar konusunda mevzuatın yeniden düzenlenmesi için çalışma başlattıklarını ifade eden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Alman makamlarıyla gereken irtibatın kurulması halinde yıllarca Almanya’da yaşamış ve yaşlanmış insanların Türkiye’de de kalmalarını sağlamak istediklerini belirtti. Bakan Yanık “Sosyal imkanlardan herkesin her yerde yararlanmasını isteriz. Yaşlı bakım ve engellilerle ilgili bazı sigorta şirketlerinin ticari kaygıları olabilir. Bakım parasının kesilmesi konusunu da araştırıp ilgili bakan arkadaşımızla görüşeceğim. yurt dışında yaşayan engelli vatandaşların Türkiye’deki düzenlemelerden yararlanmasıyla ilgili talepleri değerlendiriyoruz. Türkiye ile Almanya arasında gerekli akreditasyonu sağlayabilirsek daha hızlı sonuç alacağımıza inanıyorum” şeklinde görüş belirtti.
SMA hastalarının tedavi masraflarının karşılanması konusunda gerek Türkiye’de gerek dünyada tıp otoritelerinin onay verdiği tedavi maliyetlerinin karşılandığını belirten Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “SMA hastaları ile ilgili kampanyaların çoğu deneysel. Yani tıp otoritelerinin onayladığı yöntemler değil. Bazıları karşılık vermiş olabilir, bunu bilemiyorum. Ama pek çoğu vaka da maalesef umut tacirliği yapılıyor. Toplanan paraların ne kadar suistimal edildiğini de gördük ve yaşadık. Örneğin kanserle ilgili ne kadar onaylanmış tedavi varsa tüm ödemeleri SGK yapıyor. Devletimiz hiçbir çocuğunu ölüme terk etmez. Ama burada tedavisi onaylanmamış yöntemlerde hem ailelerin paralarını alıyorsunuz ve o çocukları birer kobay olarak kullanıyorsunuz. Hem de paraları o ailelerden çıkarıyorsunuz. Burada sorgulanması gereken bu kampanyalarla kaç çocuğun tedavisi yapıldı” dedi.
SMA’nın son yıllarda çok istismar edildiğini belirten Derya Yanık şöyle devam etti: “Yavrucakların fotoğraflarını koyuyorlar, ‘haydi kampanyaya.’ Milletin duygusunu sömürmekten başka şey yapmıyorlar. en bir konu olduğunu vurgulayan Yanık, “SMA ile ilgili bazı onaylanan tedavileri ödeme kapsamına aldık. Milyon milyar hiç önemli değil. Bu devlete güvenin. Ondan sonra eksiğimiz varsa yanlışımız varsa konuşalım. Şarlatanlara da yakamızı kaptırmayalım. Onun da hesabını hep beraber soralım. Ciğerlerimizi dağlıyorlar ama o iş öyle değil.”
Aile Ukrayna’daki savaştan kaçanlarla da ilgili çalışmaların olduğuna dikkati çekerek şu ana kadar 1093 kişinin Türkiye’ye kabul edildiğini belirtti. Derya Yanık, sivillerin ve kadınların korunması için Türkiye’nin maddi ve manevi elinden gelen çabayı da gösterdiğini dile getirdi.
Toplantının ardından Bakan Yanık STK temsilcileri ve Türk basın mensuplarıyla birlikte iftar yaptı. Büyükelçilik ve Başkonsolosluk aşçılarının yaptığı nefis yemekleriyle yenen yemeğe Klasik Türk sanat müziği eserleri eşlik etti.
Bakan Derya Yanık Büyükelçilikten ayrılmadan önce Hürriyet Gazetesinin göçün 60 yılına tanıklığını anlatan sergiyi gezdi. Yanık sergi hakkında Hürriyet’in duayen ismi Ahmet Külahçı’dan bilgi aldı..
Bakan Yanık’ın ilk durağı olan Berlin’de tarihi Şehitlik Camisini ziyaretinin ardından Türk iş kadını Serpil Safiye Ergün ve Alman ortağı tarafından kurulan Dosteli ve Yaşlı Bakım Hizmetlerinin, Neukölln semtindeki yeni şubesinin açılışını da yaptı. Açılıştan sonra Türk iş insanlarının hasta ve yaşlı bakımına ilişkin sorunlarını da dinleyen Bakan Yanık, Berlin’den Köln’e geçti.
Fotoğraflar: Münir Bağrıaçık, Hüseyin İşlek.
İlk yorum yapan olun