Münir Bağrıaçık / DieGazete.de
Almanya’da alınan onca önleme rağmen son yıllarda uzman kalifiye eleman açığı büyüyor. Çalışma Ajansı her yıl 400 bin uzman kalifiye elemanın yurt dışından alınması gerektiğini açıkladı. Federal Çalışma Bakanı Hubertus Heil ise farklı düşünüyor. Heil, Almanya’da 20 ila 30 yaş arasında bir milyon 300 bin kişinin her hangi bir mesleğe sahip olmadığını söyledi.
Bunun da çok önemli bir potansiyel olduğuna dikkat çeken Heil, “Uzman kalifiye eleman için Almanya içine bakmak gerekir. Daha da önemlisi Almanya’da her yıl 40 bin gencin diploma almadan okulu terk ettiği gerçeği bulunuyor. Almanya olarak özellikle bu gençlere yoğunlaşmak gerekiyor. Bunun için de meslek eğitimi çok önemli!” dedi.
Bu açıklamanın hemen ertesinde meslek eğitimi masaya yatırıldı. Berlinli gençlere kariyer oryantasyonu ve şirket içi mesleki eğitimi konularında mümkün olduğunca fazla bilgi verme amacıyla Max-Taut-Schule de bir panel düzenlendi.
Almanya Federal Eğitim Bakanı Anja Karliczek, Zentralverbandes des Deutschen Handwerks – ZDH (Almanya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği) Başkanı Hans Peter Wollseifer ve Handwerkskammer Berlin Esnaf ve Sanatkarlar Başkanı Carola Zarth ile birlikte BWK Bildungswerk CEO’su Nihat Sorgeç katıldı.
Panelde Korona salgını nedeniyle meslek eğitimi veren şirketler ileriki zamanlarda piyasa durumunun nasıl olabileceğini tahmin edemedikleri için gençlere meslek eğitimi verme durumunda kısıtlamaya gidilmesi üzerinde duruldu.
Panel öncesi okul bahçesinde kurulan stantları ziyaret eden Federal Eğitim Bakanı Anja Karliczek, yetkililerden bilgi aldı.
Federal Eğitim Bakanı Anja Karliczek, daha sonra aralarında BWK meslek okulunda eğitim görenler de olmak üzere gençleri dinledi. Anja Karliczek ardından meslek eğitimi arayan gençleri mümkün olan en kısa sürede eğitime başlamaları için şirket içi stajları denemeye çağırdı.
Berlin’de 30 yılı aşkın bir süredir eğitim ve iş alanında hizmet veren Meslek Eğitim Kurumu BWK Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Sorgeç panelde yaptığı konuşmada salgın nedeniyle yaşanan kısıtlamalardan en çok etkilenen grubun göçmen gençler olduğunu söyledi.
Özellikle göçmen kökenli gençlerin durumunu daha iyi açıklayabilmek için uğraş verdiklerini belirten BWK Bildungswerk CEO’su Nihat Sorgeç, Berlin Uyum, Çalışma ve Sosyal İşler Senatörlüğü’nün teşvikiyle “Kamu hizmetlerinde meslek eğitimine hazırlık” projesini hayata geçirdiklerini söyledi. Gençlere sundukları meslek eğitimi ve kurslarla kamu sektöründe eğitim alma sınavları için öğrencilerinin yüzde 90’nını başarıya taşıdıklarını anlattı.
Nihat Sorgeç panel öncesi DieGazete.de’ye yaptığı özel açıklamada da şunları söyledi: “Göçmen gençler ve aileleri yeterince eğitim sistemini tanımıyorlar. Çocuk iki kültür arasında bocalıyor. Kimse onu motive edip, yönlendiremediği için çocuk başıboş kalıyor ve okulda başarılı olamıyor. Oysa ona örnek olabilecek, ona doğru yolu gösterebilecek anne baba olmadığından çocuklar yalnız bırakılıyor. Bu da başarısızlığa neden oluyor. Onun için bunu sıklıkla gündeme getirmemiz gerekiyor ve onlara yeni yeni imkanlar sunmamız gerekiyor” dedi.
Almanya’daki en kötü sistemin akademisyen çocuğu akademisyen, işçi çocuğunun da işçi olduğunu belirten Nihat Sorgeç, “Bu büyük bir haksızlık. Normal olarak Alman sosyal sistemi her çocuğun aynı şartlar altında meslek eğitimi ya da akademik alanda olsun geleceğine yön verebilmeli. Bu haksızlığın ortadan kalkması için türlü türlü teklifde bulunuyor ve projeler üretiyoruz. Okul sisteminde daha fazla danışmanlık, daha fazla yol gösteren, onların bu sosyal kategorilerde zarar görmelerini önlemek için sistemler öneriyoruz. Bu alanda büyük çalışmalara ihtiyaç var ki işçi çocuklarının işçi kalmaması ve akademisyen çocuklarıyla eşit şartlarda parlak bir geleceğe sahip olsunlar istiyoruz” şeklinde konuştu.
Berlin’de binlerce göçmen gence meslek eğitimi veren ve onları yaşama hazırlayan BWK’nın Genel Müdürü Nihat Sorgeç sözlerini şöyle sürdürdü: “Almanya okul sisteminde en dezavantajlı kesim göçmenler. Bunları Federal Eğitim Bakanı Anja Karliczek’e de ilettim. Göçmen çocuklarının daha başarılı olabilmesi için neler yapılabileceği konusunda öneriler de bizlere düşüyor. Öyle ki Berlin’deki genç nüfusun yüzde 43’ü yabancı kökenli. Bu gençlerin potansiyellerini daha iyi değerlendirmek gerektiğine inanıyorum. Maalesef Almanya bu gençlerin potansiyelini hak ettikleri gibi değerlendirmiyor.”
Almanya’nın göçmenlerin potansiyellerini dikkate almasının öneminin Korona döneminde daha da iyi anlaşıldığını ifade eden Nihat Sorgeç sözlerini şöyle sürdürdü: “Göçmenlerin potansiyeline en iyi örnek Uğur Şahin ve Özlem Türeci’dir. Her ikisi de zamanında tanınan olanakları iyi değerlendirip, şu anda Almanya’nın gurur duyduğu insanlarımız. Prof. Uğur Şahin dört yaşında Almanya’ya gelmiş, Zar zor şartlar altında yetişmiş. Öğretmenleri onu iyi tanımadığı için Hauptschule’ye göndermişler. Ancak azimle okulun en başarılı çocuklarından birisi olarak Abitur’unu yapmış. Ardından da profesör olmuş. Bu gibi insanlarımızın başarı öyküleri içinde yaşadığımız toplumun her kesimine örnek olmalı. Alman işverenleri de bu örneğe iyi bakmalı. Alman işverenlerin de hala özellikle eğitim sektörü başta olmak üzere büyük bir ön yargı var. Bunun kalkması lazım. Doğduğu yer, uyruğu, dili, dini ne olursa olsun gençlerimiz aynı şartlar altında değerlendirilmesi için çalışıyoruz.”
Almanya Esnaf ve Sanatkarlar Derneği Başkanı Hans Peter Wollseifer, panelde yaptığı konuşmada ülke çapında halihazırda 30 bin boş çırak olduğunu belirtti ve el sanatlarından keyif alan, geleceğini burada gören genç kız ve erkeklerin artık harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
İlk yorum yapan olun