Tuğba Yazıcı / DieGazete.de / Miami
Başlığı, gündemde olan bir TV dizisinin isminden alıntı yaptım. Zira hikaye, benim doğduğum evle ilgili adeta mistik bir durum. İstanbul Arnavutköy’de doğmuşum. Ama hikaye biraz öncesinden başlıyor. Mahremiyete önem veririm. O yüzden şuan yazacağım yerin, lokasyonunu
O seneler için bu, ekstra ve lüks bir durummuş tabii. Babam aile işinde çok yoğun çalıştığı için rahmetli anneannem biricik evladını (annemi) ikna etmiş ve Arnavutköy’de yer alan, üç katlı taş evlerden birinin orta katını kiralamışlar. Anneannem, annem ve annemin karnında ben. Ver elini İstanbul. Tabii ben o günleri hatırlamıyorum.
Hikaye şimdi başlıyor: Arnavutköy’de kiralanan ev, anneanemin en yakın arkadaşı Nazik hanımın evi. İsmin güzelliğine bakar mısınız? Nazik hanım! İsmi gibi Nazik biri olmalıydı kuşkusuz. Çünkü diğer türlü anneannem hayatta arkadaş olmazdı. Anneannem kesin kuralları olan, prensipli ve kaliteli yaşamayı seven, idol bir kadındı. Onun arkadaşı olan kişinin de, kesin önemli nitelikleri olmalıydı. Neyse, annem, anneannem
Sonrasında onlara babaannem de katılıyor. İlk torununun doğumunu hayatta kaçıramazdı. Elmas babaannemi hayalinizde Adile Naşit tiplemesinde ve Adile Naşit’in filmlerinde, öfkelendiğinde gözlerini devirerek konuşurken, hayal edin lütfen. İşte Elmas babaannem aynen öyleydi. Anneannem de, uzun boylu, gururlu, biraz Sophia Loren’e benzeyen, tipik bir Aslan burcu kadınıydı. Zavallı annemin erken doğum tehlikesine şaşırmamak lazım tabii bu durumda…
Bu arada anneannem ile babaannemin arasındaki ufak çekişmeleri de gözünüzde canlandırın lütfen. Bir nevi Seferoğulları –
Annemin doktor kontrolleri, Arnavutköy sahilinde yürüyüşleri derken, sağlıklı bir şekilde ben, özel bir hastanede doğmuşum. 10 günün ardından da, Portekiz’in sahil kasabasına geri dönmüşüz.
Gelelim Nazik hanımın Arnavutköy’deki evinin olağanüstü hikayesine. Nazik hanım, birkaç yıl sonra, bir müteahhitin aklını çelmesi ile evini apartman yapılması için iyi bir paraya satıyor. Nazik hanım mutlu bir şekilde yeni hayatına başlıyor. Müteahhit evi yıkıyor. Temel kazmak için birkaç kazma ve makina çalışmasından sonra, olağanüstü bir şeyle
Mübadele zamanlarından Rumlara ait olan ev sakinleri giderken,
Kıssadan hisse; bazen görünürde normal ve sıradan görünen bir şey, içini kazdıkça bir hazine çıkabilir. Tıpkı benim hayallerim gibi.. Bu hikayeyi neden anlattım derseniz; Paulo Coelho’nun çok bilinen kitabı “Simyacı”yı hatırlattı bana. Son yıllarda hayatı sorguluyorum. Hayatı, anlamını, gidilen yolları, amaçları ve kendini aramayı….
Simyacı, İspanya’dan kalkıp Mısır Piramitlerinin eteklerinin hazinesini aramaya gelen Endülüslü çoban Santiago’nun masalsı yaşamın felsefi öyküsünü anlatır. Hayattaki mutluluğumuz bazen bize uzak gibi görünse de, çok yakınımızda olabilir. Bunu geç de olsa anlamak, bize hayatın tadına varmamızı sağlayacaktır. Tıpkı Nazik teyzenin hazinesinin aslında, evin tam kalbinde olduğunu anlaması gibi… Onun için çok geç olmuştu ama bizim için olmasın! Hazine en yakınımızda! O bizim içimizde!
Sevgiyle ve ümitle, yeni bir yazıda görüşmek üzere.
Fotoğraflar: Tuğba Yazıcı, Polat Kalender ve Mustafa Öztürk
Ahhhh şimdi Nazik hanımı çok merak ettim ben, ahhhh keşke onun da resmi olsaymiş.
Yüreğine sağlık sevgili Tuğba, çok keyif aldım okurken. Sevgiyle kal.
Neden yarım bırakıldı hikâye?
Topraktan çıkan altın Nazik Hanımın mı oldu? Neden zengin sayılıyor o altınla?
Kiracı olarak yaşanan o evde altın bulunması o evde doğanın kaderini nasıl etkileyebilir, doğan bebekle bağlantı nedir?
Gazete haberi olmuş bu. Uzun uzun da okuttu, yazının başlığıyla bağlantısız yazıyı.
Eski İstanbul hanımlarının bilgisi asaleti görgüsü hep ilgimi çekmiştir anneanneniz babanneniz Nazik hanım ne güzel üçlü anneniniz halini düşünemiyorum ne çok çaresiz kalmıştır gözümde canlandırdım çok hoşuma gitti insanın mutlu olduğu yerde yaşaması en büyük hazine galiba
Sayın Nafiye Altınok hanımefendi,
Ben bu yazıyı çok keyif alarak okudum, siz aceba hemcinsinizi birazcık kıskandınız mı?
Sevgili Tugba hanim, bu ne guzel bir anlatimdir, sanki sizinle beraber ,ben de yasadim.Nazik hanimi da cok merak ettim.Yazilarinizi dort gozle bekliyorum.
Belkide Nazik teyze kendi bir hazine olduğu için hazineyi bulmasına gerek kalmadı.
Çok duru anlatım dili bukadar bizden bukadar güzel Teşekkür ler Tuğba. Yazmaya devam et. lütfen 🤍🤍🤍❤️💫💫💫👍🍀🍀🍀