FLORİDA’DA CADILAR BAYRAMI

Tuğba Harikalar Diyarında

Tuğba Yazıcı / DieGazete.de / Miami

Merhaba DieGazete.de okuyucuları. Bu yazım, Amerikalılar için önemli bir etkinlik  olan Halloween, Cadılar Bayramı hakkında…  Nedir?  Nasıl ortaya çıkmış? Nasıl kutlanıyor?

Florida’da da yaşıyorum ve buraya taşındığımda çok ilginç bir şey öğrendim ve çok enteresan geldi. Amerika’da perilerin, cadıların, bizim inanışımızla üç harflilerin yaşadığına en çok inanılan yer burası… Dünyadan, başka bir boyuta geçildiğine inandıkları bir boyut. Bir kapının olduğuna inanılıyor. Hatta inanış bununla da kalmıyor, bu konuda çok bilinen filmler burada çekilmiş. Mesela Karayip Korsanları’nın bir bölümü burada çekilmiş. Gençlik Pınarı buradaymış meğerse… Buraya taşındığımdan beri, ekstra gençleştiğimi gözlemliyorum. Vallahi doğru olabilir.  Sebep bu mudur? Bilmiyorum. Hal böyleyken Cadılar Bayramı’da coşkuyla kutlanıyor tabii.

Geçen sene kapımı sert sert yumruklayan çocukları karşılamaya gittiğimde, çocuklar bana sordular; “Şeker mi? Şaka mı?” diye… Hepsinin o kadar özenle giyinmiş, çılgın makyajlı halini görünce, şaka yapmalarını tercih etmek, yürek isterdi. Allahtan akıllı bir kadınım, şekerlerimi hazırlamıştım. Ben de, çocukların heyecanına kapılarak avuç dolusu şekerlerini verdim. Evimin önündeki ağacın altına sandalyemi koydum ve sokak partisi tadında ki eğlencelerini izledim. Aileler, çocuklar hepsi anın tadını çıkartıyorlardı ve harika bir sosyalleşme vesilesi idi bu Halloween.

Yeni tanışmalarım oldu, insanlar çok sıcakkanlı ve sempatikti, kısacası ben bu günü sevdim. Türkiye’de yaşarken katılmadığım ve utanarak söylüyorum, burun kıvırdığım ve saçmalık diye yorumladığım bir eğlencenin ortasında, fikrim değişmiş olarak, eğlenerek anın keyfini çıkarttım. Size itiraf edeyim, Amerika’ya taşındığımdan beri, bir Amerikan filminin içinde gibi hissediyorum kendimi, bazen komedi, bazen aksiyon, bazen bir sitcom, bir ara Western bile hissettim. Özellikle Massachusetts’te yaşarken ama çoğunlukla romantik komedi. Biz çocukken pazar günleri pazar sinemaları olurdu TV’de ve çoğunlukla western oynardı.

Hiç unutmam, elimde çatalla o TV’nin arkasında dört dönerdim. Televizyonun içindeki deliklerden içeri sızmanın yolunu arardım. Çatal ne alaka derseniz, herhalde içeri onunla sızacaktım, hiç bilmiyorum. Demem o ki, nasıl istemişsem, ben bir şekilde o Amerikan filmlerinin içine girdim. Farz edin ki Guliver’im ve devler ülkesindeyim. Aynı Guliver gibi her şey enteresan benim gözümde… Neyse efendim yazıyı çok uzatmayayım, gelelim bu Cadılar Bayramı hikayesine, nedir? Nasıl çıkmış?

Cadılar Bayramı, Amerika’da kostümlü partilerin verildiği, korku dolu hikayelerin anlatıldığı, çocukların kapı kapı dolaşıp, komşulardan şekerlemeler topladığı bir gün. 31 Ekim günü kutlanan Cadılar Bayramı’nda evlerin bahçelerini içi oyulmuş ve mumla ışıklandırılmış balkabakları süslüyorlar. Hayaletler, ışıklandırmalar ekim ayının başından itibaren bahçelerde ki yerini alıyorlar. Evlerden birinin önünde şişme, ışıklandırılmış bir iskelet gördüm ki, boyu rahatlıkla 3 metre vardı. İki katlı bir ev boyunda olduğunu hayal edin lütfen! Cadılar Bayramı’ndan birkaç hafta önce evinin bahçesini dekore etmeye başlayan Amerikalılar için bu dekorlar bir tutku ve ekonomisini de bir düşünün lütfen. Bu hobinin oldukça pahalı olduğunu düşünsek de, her yıl Cadılar Bayramı’nın gelişini herkes dört gözle bekliyor.

Hayal gücünüzü sonuna kadar kullanabilirsiniz. Yılda bir gün her türlü deliliği sergileyebilirsiniz. Hayaletleri  çağrıştıran dekorasyonlar büyük ilgi çekiyor, kimse size deli gözüyle bakmıyor. Yan evimin çılgın dekorları aklıma gelince, gülümsemekten kendimi alamıyorum. Bir sabah evden yürüyüşe çıktığımda; yan bahçede yerden dirsekten itibaren dışarı çıkmış morarmış  eller gördüğümde, gerçek olma ihtimali tüylerimi ürpertse de, şaka olduğunu bildiğim için sırıtmama engel olamadım. Çılgın bu insanlar gerçekten. Çocuklar ise inanılmaz sempatik. Bana, Hi Mrs. Tugbaa demelerine bayılıyorum.

Cadılar Bayramı’nı genellikle herkes seviyor. Katolik Hristiyanlar hariç, bu konuya tarihini anlatırken değineceğim. İster geleneksel balkabaklarıyla olsun ister gösterişli bir dekorla, Cadılar Bayramı 7’den 70’e herkesin iyi vakit geçirdiği bir gün.

Halloween yani bir başka deyişle ‘Cadılar Bayramı’ Hıristiyanlar tarafından kutlanan Pagan kökenli bir ritüelmiş. Günümüzde dinden ayrı şekilde popüler bir kültür öğesine dönüşen bayram, her yıl ekim ayında kutlanır. Her yılın 31 Ekim tarihinde kutlanan Halloween, Paganlar’da bu tarihin yazın bitişi ve kışın başlangıcı olarak simgelenmesi nedeniyle bu tarihte kutlanıyormuş. Korku temalı süslemeler, içleri oyularak ışıklandırılan kabaklar, kostümleriyle kapı kapı dolaşarak şeker isteyen çocuklar ve renkli kostümlerle bilinir Cadılar Bayramı ya da bir diğer ifadeyle Halloween.

Cadılar Bayramı’nın en önemli simgesi gülen yüz çizili balkabağıdır. Balkabağının içi boşaltılır ve gülen yüz şeklinde oyularak içine bir mum yakılır. Cadılar Bayramı gününde en çok tüketilen şekerleme türü elma şekeridir. Küçük çocuklar o gün kapı kapı gezip ev sahiplerine “şaka mı şeker mi” diye sorar. Ev sahibi eğer şakayı seçerse çocuklar korkunç kıyafetleri ile komiklik yaparlar. Ben su döküp ıslatmalarından çekindim nedense…

Büyükler çocuklara şekerleme ikram ederler veya harçlık verirler. Bu uygulamanın kökeni geçmişte Britanya’da yoksulların kapı kapı dolaşarak “ruh keki” toplaması geleneğiymiş. Yetişkinler ise o gece kıyafet baloları veya partiler organize ederler. Bu partilerin konsepti korku üzerine olur fakat dileyen dilediği kostümü giyer. Kimi bir zombi olurken kimisi Kaptan Jack Sparrow olabilir. (Karayip Korsanları filminde Johny Deep’in oynadığı çılgın korsan)

Cadılar Bayramı’nın kökeni ise, antik Britanya’da pagan Keltlerin kutladığı Samhain Festivali’dir. Keltler 1 Kasım’ı yazın bitişi, kışın başlangıcı kabul ediyorlarmış. Samhain kelimesinin kökeni Eski İrlandaca sam (yaz) ve fuin (son) sözcüklerine dayanıyormuş. Bu tarihte sürüler yaylalardan dönüyor, toprak ağaları ile arazi kira sözleşmeleri yenileniyormuş. Bu günde ayrıca ölülerin ruhlarının geçmişte yaşadıkları evleri ziyaret ettiğine inanılıyormuş. Tepelerin üzerinde, evlerdeki ocakları tutuşturmak ve aynı zamanda kötü ruhları uzak tutmak için büyük ateşler yakılıyormuş. Bu kötü ruhların evleri ziyaret ederek, evin ilk çocuğunun ruhunu çaldığına inandıkları için her çocuğu temsilen kapının önüne ruhları korkutsun diye oyulmuş kabakları bırakmaya başlamışlar. İnsanlar, ortalıkta dolaştığına inandıkları ruhlara tanınmamak için maskeler takıyor, kostümler giyiyorlarmış. Bu gelenekler nedeniyle Samhain festivali zamanla cadılar, goblinler, periler ve iblislerle özdeşleşmiş..

Amerika’ya yerleşen ilk kolonilerde -pek çok bayram gibi- Cadılar Bayramı da yasaklanmış. Bununla birlikte 1800’lü yıllarda, Cadılar Bayramı’ndan öğeler taşıyan bir hasat bayramı kutlanmaya başlanmış. 19. yüzyılda başta İrlandalılar olmak üzere Britanya’dan Amerika’ya göçen çok sayıdaki göçmen Cadılar Bayramı kostümlerini beraberlerinde getirmişler ve Cadılar bayramı ABD’deki başlıca çocuk bayramlarından biri haline gelmiş.

Cadılar Bayramı’nın sembolü gülen bir bal kabağıdır. Bal kabağının içi boşaltılarak gülen bir surat şeklinde oyulduktan sonra içinde bir mum yakılarak şeytani bir surat oluşturulmaya çalışılır. Yetişkinler, 31 Ekim’e en yakın hafta sonunda kıyafet baloları düzenlerler. Bu partilerde misafirler cadı, hayalet veya korku filmi karakteri gibi korkunç kostümler giyerler. Muhafazakar Hristiyanlar, özellikle tutucu Protestanlar, genelde Cadılar Bayramı’nı kutlamazlar ve yanlış bulurlar.

Bugünlerde “Şaka mı, şeker mi?” cümlesinin “şaka” kısmı, çoğunlukla içi boş bir tehditten ibaret;  ama eşek şakaları uzunca bir süre bu bayramın bir parçasıymış. 1800’lerin sonunda, Cadılar Bayramı’nda şaka yapma geleneği oldukça iyiymiş. Evlerin dışındaki tuvaletleri altüst etmek, çiftçilerin çitlerini açmak ve evlere yumurta fırlatmak ABD ve Kanada’da yapılan şakalar için de yer alıyormuş. Fakat 1920’ler ve 1930’larda kutlamalar, daha çok, başa çıkılmaz birer açık hava partisini andırıyormuş.

Bazı insanların inandığı düşünceye göre, eşek şakaları tehlikeli olmaya ve çığırından çıkmaya başladığı görüldüğünden, ebeveynler ve kasaba yöneticileri, giyinip kapı kapı dolaşarak ‘şaka ya da şeker’ demeyi, şaka yapmanın daha güvenli bir alternatifi olarak teşvik etmeye başlamışlar. Yine de Cadılar Bayramı, şaka yapmanın ya da şeker istemenin zamanı olduğu kadar şenlikler ve oyunların da bayramı olmuş. Elma, Cadılar Bayramı ile ilişkilendirilir: Bir ikram olarak verilebileceği gibi, Kolonileşme Dönemi’nden beri Amerika’da falcılık amacıyla oynanan sudan elma toplama oyununda da kullanılabilir. Roseanne Montillo’nun “Halloween and Commemorations of the Dead” adlı kitabında yer alan efsane odur ki, ellerini kullanmadan su dolu bir kovadan elma yakalayabilmeyi başaran ilk kişi, gelecekte evlenecek olan ilk kişidir.

Elmalar ayrıca başka bir tür evlilik kehanetinin bir parçasıymış. Efsaneye göre genç kadınlar, bir elmanın kabuğunu tek bir şerit halinde soyup omuzlarının üzerinden fırlatırlarmış. Elma kabuğu yere düştüğünde bir harf şeklini alırmış ki güya bu harf o kadının gelecekti eşinin isminin ilk harfini gösterirmiş.

Bir diğer Cadılar Bayramı ritüeli ise gece yarısı mum ışığında aynaya bakmayı içeriyormuş, böylece aynaya bakan kadın, aynada gelecekti eşinin yüzünün belirdiğini görüyordu. (Bunun korkutucu bir versiyonu, daha sonraları, okul çağındaki birçok çocuğa tanıdık gelecek olan “Bloody Mary” ritüeli halini almış.) Bazı insanlar ciddiye alsa da, çocukluk oyunlarının çoğu gibi bu da muhtemelen eğlenme amaçlı yapılıyordu.

American Folklore: An Encyclopedia” adlı kitabında modern Cadılar Bayramı için şöyle yazıyor: “Cadılar Bayramı inanışları ve gelenekleri Kuzey Amerika’ya önce ilk İrlandalı göçmenlerle, daha sonra da 19. yüzyılın ilk yarısında kıtlıktan kaçan İrlandalı göçmen dalgasıyla birlikte gelmişti. Kuzey Amerika’da Kolonileşme Dönemi’nden beri bilinen Cadılar Bayramı, 20. yüzyıl ortalarında daha çok çocuklara hitap eden bir bayrama dönüştü.”

O zamandan itibaren yetişkinler, topluluklar ve kurumlar (okullar, kampüsler, ticari amaçla kullanılan perili köşkler vs.) bu etkinliği benimsedikçe, bayramın popülaritesi hızla arttı. Asırlar boyunca, (periler ve cadılar gibi) çeşitli doğaüstü varlıklar, Cadılar Bayramı ile ilişkilendirildi ve yüz yıldan da uzun bir süre önce İrlanda’da Cadılar Bayramı’nın, ölülerin ruhlarının akıllarından çıkaramadıkları eski mülklerine dönecekleri zaman olduğu söylenmeye başladı. Hayalet veya cadı gibi giyinmek moda oldu; bununla birlikte bayram yaygınlaştıkça ve ticarileştirildikçe (ve seri üretim kostümlerin ortaya çıkmasıyla) çocuklar ve yetişkinlerin kıyafet seçimi yelpazesi canavarlardan süper kahramanlara, prenseslerden politikacılara kadar genişledi.

Ne düşündünüz Cadılar Bayramı hakkında? Bir yorum yapmanızı bekliyorum  artık; Yoksaaa  içimdeki çocuk devreye girecek ve size soracak:  “Şaka mı? Şeker mi??? Yoksa yorum mu?”  Siz bilirsiniz! Süpürgem nerede benim!!!

Şeker tadında nice güzel günlerimiz olsun, sevgiyle kalalım…

Tuğba Yazıcı
İnstagram / tugbayaziciofficial
Kaynaklar:
amerikaninsesi.com /Deborrah Black
wikipedi / Halloween / Nicolas Rogers
Vatan Haber

1 Comment

  1. Bizde yeniyil aksami yapilirrdi..develer gelecek diye adlandirilir..gece dolasirlar ellerinde alevli sopalarla cocuklar korkutulurdu..kiyafetleri yirtik yuzleri komurle karartilir vahsi insan kiliginda olurlardi..kapilar calinir yiyecek para toplanirdi..vermezseniz ceza verirlerdi..o evin kapisindan gitmezlerdi..

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*