İYİLİĞİN SESİ MANAVGAT’TA

DieGazete.de

Türkiye yaklaşık iki haftadır tarihinin en büyük yangınlarını söndürme uğraşı veriyor. Diğer yandan da toplumun her kesiminden duyarlı yurttaşlar da ya yangın söndürme çalışmalarına destek oluyor. Yada yaraların sarılması için yardım çalışmalarında bulunuyor.

CHP Berlin Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve İyiliğin Sesi Dayanışma Grubu Başkanı Ayfer İnci Peköz özellikle Manavgat ve çevresine ilaç yardımlarında bulundu. Yangınların kontrol altına alınması ve doğanında yağmurla söndürme ve soğutmaya yağmur etmesinin ardından Milas ve Örenlilere yardım eli uzatmak için bölgeye gitti.

Yangınların ortaya çıkmasının hemen ardından Manavgat Belediyesi tarafından kurulan kriz masasına koşan Ayfer İnci Peköz en çok ihtiyaç duyulan ilaç konusunda destek oldu. İyiliğin Sesi Dayanışma Grubu Başkanı Ayfer İnci Peköz, Manavgatta önce Belediye Başkanı Şükrü Sözen ve Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Ceylan ile görüşüp yardımları yerine ulaştırdı.

Ardından da binlerce canlıyla birlikte yanan ormanlık alanlarda incelemelerde bulundu. Yangın söndürme çalışmalarında canları pahasına mücadele eden itfaiyecilerin yanı sıra köylülerle de sahada görüşüp onların yaşadıklarını ve kaybettiklerini gözlemleyen İyiliğin Sesi Dayanışma Grubu Başkanı Peköz DieGazete.de’ye yaptığı özel açıklamada “Maalesef bir günde evlerinden, yurtlarından, bağ, bahçe, tarla ve topraklarından mağdur bırakılan bir kitle ve bu kitlenin canı pahasına da olsa ormanlarını, köylerini, yurtlarını, canlıları kurtarmak İçin verdikleri insanüstü çabasını yerinde gördüm. Türkiye’de eş zamanlı ve arka arkaya çıkan 200’den fazla yangının yarattığı şokun etkilerini de yerinde görme fırsatım oldu” dedi.

İzlenimlerim doğrultusunda yangınların söndürülememesinin nedeni bölgeye zamanında ve ivedi bir şekilde yangın söndürme uçaklarıyla müdahale edilmemesi olarak belirten Ayfer İnci Peköz şöyle devam etti; “Devletin yangınlara müdahalede gecikmiş olması, pek çok orman bölgesinin, köylerin göz göre göre yanmasına ve kül olmasına sebebiyet vermiştir. Yöre halkının, bölgeye intikal ettirilen itfaiye erlerinin ve gönüllülerin çabaları bu yangınları söndürmeye maalesef yeterli gelmemiş.

Yanı sıra yangınların sürekli rüzgarın yönünü değiştirmesi nedeniyle yangın yön değiştirmiş ve diğer bölgeler sirayet etmesine neden olmuş..  Ayrıca yangınların beklenmedik bir zamanda farklı noktalarda çıkmasının yarattığı şaşkınlık, bu yangınların hangi sebeple ortaya çıktığının çok kısa sürede bilinememesi, sorunu büyütmüş.”

Yangınların hangi sebeplerle çıktığına dair gerek sosyal medyada gerek basında ortaya atılan şaibeli durumlara da değinen İyiliğin Sesi Dayanışma Grubu Başkanı Ayfer İnci Peköz bu konuda da; “Yangının sebepleriyle ilgili bilgi kirliliği henüz netlik kazanmamışken yorumlarda bulunmak, toplumu huzursuz etmekten öteye geçmiyor.

Yangınlar hususunda devlet genel bir seferberlik ilan edip gerek ülke sınırında, gerek il sınırlarında ve yangın bölgelerinde güvenlik koridorları oluşturmalı. Bu yangınlara sebebiyet verenleri de ivedi bir şekilde araştırıp bulmalı ki toplumun üzerindeki huzursuzluğu ortadan kaldırmalı.

Sahada ve yangın sonrasında zaman zaman yaşanan, gerilimi azaltmak için devletin mağdurların yanında olduğunu pratik bir şekilde göstermeli. Mağdur insanlarımızın ilk acil taleplerini belediyelerle koordineli bir organizasyon sağlayarak temin edebilmeliydi.

Belediyelerin pek çoğunun Cumhuriyet Halk Partili olması sebebi ile hükümet tarafından uygulanan baskılayıcı, dışlayıcı ve engelleyici tutumlar sadece halkımıza zarar vermekle kalmamış, güzel memleketimiz büyük bir ölçüde ormanlarımız, canlılarımız, geleceğimiz üzerinden büyük kayıplara uğrattı. Yitirdiğimiz yurttaşlarımız ise en büyük kayıplarımız olmuştur” şeklinde konuştu.

Manavgat’ta ki yangın bölgesinde incelemelerin ardın, Milas’a geçen İyiliğin Sesi Dayanışma Grubu Başkanı Ayfer İnci Peköz bundan sonrası için de görüşlerini şöyle dile getirdi; “Yardımları ilettikten sonra yaptığım inceleme ve görüşmeler sonrasında yerel yetkililer bana şu izlenimi edindim.

Öncelikle gelecekte daha büyük kayıplara uğramamak adına, uzman kadrolardan oluşan ve her an her türlü afete hazır koordinasyon merkezleri ilçe bazında örgütlenmeli. İnsanlarımız daha bilinçlendirilmeli ve duyarlı kılınmalı.

Ülkemizde var olan bu acı olaylar karşısında hala duyarsız kalan, empati yoksunu insanların varlığı da toplumumuzun da talihsiz bir yüzüdür. Yangınlarda mücadele veren yöre insanının yüzündeki acı ve çaresizlik, devletimizin ve duyarsız insanların da ayıbıdır.

Gönüllülerin ve bilhassa itfaiye erlerimizin, yöre halkımızın çabaları takdire şayan ve büyük bir yurtseverlik örneğidir. Yurdumuzun herhangi bir köşesinde acı çeken bir yurttaşımızın acısını yüreklerimizde hissedip yardım ettiğimizde ve onlara daha yakın olunmalı. İşte o zaman birlik ve beraberliği de sağlamış olacağız…”

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*